Temsilcilerimizin Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Liginde aldığı, yüzlerimizi düşüren sonuçlardan sonra bu iç sorgulamayı yapmaya karar verdim .
Evet soruyorum "TÜRKİYE gerçekten bir futbol ülkesi mi, yoksa Avrupa takımları tarafından kolay lokma gözüyle bakılan, Avrupalı futbolcuların otuzundan sonra tatil ve para için geldiği ikinci sınıf futbol ülkesi mi?" İşte bu yazımda bu konuları araştırma ve istatistiklerle irdeleyeceğim.
Öncelikle FIFA sıralamasındaki yerimize bakalım:
37. sırada olmak tartışılabilir, ama durumun ne kadar vahim olduğunu anlamak için sıralamada bizim önümüzdeki bazı ülkelere bakmak yeterli olacaktır.
Bu liste uzar gider. Toparlayacak olursak, bu üç ülke sadece hemen göze batanlar. Peki bu tablodan anlaşılması gereken nedir?
Futbolda sıralamayı oyuncuları elde etmek için verdiğiniz para değil, ülkenin nüfusu değil, alt yapıya verilen önem, yatırımlar belirler. Küçük yaşta çocukları spora teşvik edip onları yönlendirmek belirler.
Bu sonuçları kolayca çıkarabilir miyiz? Buna siz karar verin. Yazı dizimin ikinci bölümünde ülkemizdeki taraftarlık anlayışını ve diğer ülkelerle karşılaştırmasını yapacağım
alifiratsenyurt@hotmail.com
Spor, Antik Yunan medeniyetlerinden beri var olan bir olgudur. Kimi zaman toplumların algılarının yönetilmesinde kimi zaman savaşların yerine, kimi zaman ise barışların aracılığını yapan sporun temel bileşeni tabiki sporcunun kendisidir.
Futbolda yaralanmaları, futbolcu adaylarının küçük yaşlardan itibaren üzerlerine gitmeleri gereken konulardan biridir. Her yıl futbolcular darbeye bağlı sakatlıklar sebebiyle bazı maçları kaçırabilmektedirler
Kime sorarsanız sorun "tekmeye kafa uzatmak" iyi bir şeydir. Oyuncunun özverisini betimler. Düşünsenize rakip topa vuracak araya kafa sokuyorsunuz. Yaralanmak pahasına... Bundan daha iyi futbolcu olabilir mi?
Allen Iverson