2 ayrı kıta, 11 farklı takım... Dünya futbolunun en iyi kulüplerinde oynadı... Oynamadığı diğer iyi takımlarla da ismi anıldı...
Göçmen bir ailenin Fransa'da yaşadığı zorluklar arasında 14 Mart 1979'da Versailles de dünyaya geldi. 26 yaşında Türkiye'ye geldi ve 2 sezon Fenerbahçe adına çok iyi maçlar çıkardı. Türk futbolunun gördüğü en yetenekli oyuncuların başında gelir ismi.
Üst düzey bir hücum oyuncusunda olması gereken tüm fiziksel özellikler ile donatılmıştı. Mental açıdan biraz daha kuvvetli olabilse belki şöhretinin yanında istatistik olarak da zirve yapacaktı. Çok genç yaşta dünya futbolunda adından söz ettirmeye başladı. Yeteneği ve bitirici vuruşları sayesinde 1998-1999 sezonunda Yılın Genç Oyuncusu (PFA Young Player of the Year) ödülünü kazandı. 36 yaşına kadar devam ettiği futbol kariyerinde süper star futbolcular kategorisinde yer bulamasa da bir çok kez transfer rekoruna imza attı.
Dünya futbolunda maalesef çok paraya az kariyer yapan oyuncu oldu Nicolas Sebastien Anelka.
Paris Saint German'de başladığı profesyonel kariyerine, sırasıyla Arsenal, Real Madrid, Paris Saint German, Liverpool, Manchester City, Fenerbahçe, Bolton, Chelsea, Shangai Shenhua, Juventus, W.Brown takımlarında devam etti.
Henüz 18 yaşında tanıştığı Arsenal formasıyla kalitesini hemen gösterdi ve önemli goller attı. Bunun karşılığında yılın genç futbolcu ödülüne ismini yazdırdı. Gençti, süratli ve kuvvetliydi. Bitirici özelliği inanılmazdı. Durdurulması zor bir forvet oyuncusu olmaya başlamıştı. Bir süre sonra takımının değişmez oyuncusu olmuştu. Arsenal taraftarının Henry'den önceki idolü olan Anelka, eğer kariyerine kırmızı beyazlılarda devam etseydi, belki de şuan Henry heykelinin yerinde kendisininki duruyor olacaktı.
Genç Fransız'ın yıldız avcısı Real Madrid takımının dikkatini çekmesi uzun sürmedi ve rekor ücretle İspanya'nın yolunu tuttu. Real Madrid'e 20 yaşında gitti. Madrid'de UEFA Şampiyonlar Ligi kupasını kazanmasına rağmen, basın ve takım arkadaşlarıyla yaşadığı sorunlar tekrar Fransa'ya dönmesine neden oldu. 2 sezon ülkesinde oynadıktan sonra kısa bir süreliğine Liverpool'a transfer oldu. Ancak istenileni veremedi.
Kariyerindeki dönüm noktası olan imzayı Manchester City kulübüyle attı. Arsenal'deki başarısını aratmayacak 3 sezon geçirdi. Tekrar transfer kulislerinde ismi ilk sıralarda geçmeye başlamıştı. Birleşik Arap Emirlikleri'ne gideceği sanılırken, Anelka herkesi şaşırtan bir karar alarak Türkiye'nin yolunu tutmuştu. Fenerbahçe formasıyla kariyerine sadece lig şampiyonluğu sığdırabildi. Aradığı huzuru burada da bulamayan Anelka, tekrar Britanya adasının yolunu tuttu ve Bolton ile anlaştı.
İlk olarak 1998 yılında giymeye başladığı milli takım forması altında 69 maça çıktı ve 14 gol attı. Milli takımın tam anlamıyla faydalanamadığı Anelka, istikrarsız halini burada da öne çıkardı ve milli takım hocalarıyla da sorunlar yaşadı.
Fransa ile birlikte 2000 Avrupa Kupası şampiyonluğu yaşamış ve final maçında ilk 11'deki yerini almıştır. İlk 11'in vazgeçilmezi olan Anelka, zamanın Fransa Milli Futbol Takımın hocası Jacques Santini ile sorunlar yaşamış ve uzun bir süre milli takım formasını giyememiştir.
Almanya'da düzenlenen 2006 Dünya Kupasına da çağırılmayan Anelka, ardından forvet Djibril Cisse'nin sakatlığı sebebiyle kadrodan çıkarılması üzerine kendisinin değil de Olimpique Lyonnais forveti Sidney Govou'nun çağırılması üzerine şöyle konuşmuştu: "Benim yokluğum gerçekten çok yazık. Bu Dünya Kupasında oynamak için tamamen hazır ve müsaittim. Fransa'ya yardımcı olabilirdim." diyerek tepkisini dile getirmiştir.
2010 Afrika Dünya Kupası'nda ise Fransa Meksika maçının devre arasında teknik direktör Domenech'e küfür ettiği için Milli Takım kampından gönderilmiştir. Bu davranışı disiplinsizlik olarak değerlendirilmiş, Fransa Futbol Federasyonu Anelka'ya 18 maçlık ceza vermiştir. Bunun ardından Chelsea Anelka'ya konuşma yasağı getirmiştir. Fakat Chelsea kulübünün resmi internet sayfasına yaptığı açıklamada, "Ulusal formayı özlemedim. Milli takımın dışında olmaktan dolayı çok memnunum. Aileme daha fazla vakit ayırabiliyorum, Paris'te istediğim her yere gidebiliyorum. Harika. Gerçekten Milli takım ve orada maç oynamak hiç aklıma gelmiyor" ifadelerini kullanmıştı.
b-karababa@hotmail.com
Dünyanın en iyi antrenörleriyle de çalışsan, aldığın nefesin KENDİ ciğerlerinden geçtiğini asla unutma!
özellikle sporcular için yağsız, kaslı ve güçlü bir vücuda sahip olmak çok önemlidir. Sportif bir vücuda sahip olmak için ise, doğru beslenmek gerekir.
Sunucu pozisyonda heyecanla haykırır; "Nefis bir şut, kaleci son anda kurtardı. Son anda" Peki gerçekten öyle mi?
Thierry Henry