Bu yazımda tüm sporcular hatta tüm sağlıklı yaşama heveslisi insanlar için beslenme ipuçları içeren bir yazı kaleme alacağım.
Öncelikle beslenme konusu içerisinde çok fazla kavram kargaşası yaşıyoruz. Çok fazla terim var ve sürekli yeni çıkan besinler ile iç içeyiz. Peki nasıl beslenmeliyiz?
Bu konu her gün güncellenir. Dünya spor piyasasında ve konferanslarda bir gün size birisi çıkıp sürekli yağlı şeyler tüketin derken, başka biri çıkıp asla yağ tüketmeyin gibi cümleler söyleyebilir. Şahsen ben, bu konuya ilgi gösteren biri olarak bu tip çelişkilerle çokça iç içe kaldım. Bunun sebebi HER BESİNİN TÜKETİLME GEREKLİLİĞİDİR.
Bir yiyeceğin bazı faydalarını alarak oralardan bir fayda sağladığını ispat eden ve o yiyeceği çok tüketmemiz gerektiğini söyleyen bir bilim adamını, aynı yiyeceğin farklı bir konudaki zararını tespit eden başka bir bilim adamı tekzip edebiliyor.
Ben sizlere 100 yıl sonra dahi geçerli olacağına inandığım bazı temel prensiplerden bahsederek ipuçları vermeye çalışacağım;
Ürün olarak karşımıza çıkan yiyeceklerden mümkün olduğu kadar uzak durup, ambalajsız işlenmemiş yiyecekleri bir şekilde temin ederek tüketmeye çalışalım. Örneğin, ambalajsız şekilde bir semt pazarından temin edilip soframıza getirilmiş bir ıspanak, her durumda besin değerlerini dondurulmuş güzelce ayıklanmış ve paketlenmiş bir üründen daha iyi koruyacaktır. Yani daima Tam Besinleri tüketmeye çalışalım.
Son yıllarda eskiye oranla daha fazla dışarıda yemek yeme alışkanlığını kazandığımızı düşünüyorum. Bunları tüketin, hamburgerden uzak durun v.s. gibi ürün gruplarını hedef alan ve genelleyen yorumlardan kaçınacağım. (Hamburger, güzel hazırlandığında gayet doyurucu bir ara öğündür ve istenildiğinde tüketilmelidir. Fakat, Tam Besinlerle işlenmemiş, ürün haline getirilmemiş evde hazırlanmış besin değerleri tam bir hamburgeri kast ediyorum.)
Bunun yerine size şöyle bir mantık yürütebileceğiniz bilgi vereceğim. Dışarıda tüketilen her ürün para kazanmak amacıyla hazırlanmıştır. Dolayısıyla, malzeme kalitesinden tutun pişirme tarzlarına, kullanılan yağlarından tutun içerisinde bulunan koruyucu maddelere kadar Catering firmalarının ellerinden geçer veya Catering cinsi ürün gruplarından temin edilirler. Dışarıda yemek yediğiniz yer bir işletmedir. Ve sizin tükettiğiniz yiyecekten para kazanmak durumundadır. Bu yüzden, her ne kadar kaliteli olursa olsun içerisinde kar elde etme durumu bulunduğu sürece, kendi hazırladığınız yiyecekler her zaman dışarıda tükettiklerinizden daha sağlıklıdır. Örneğin, evinizde hazırladığınız bir hamburgere kasabınızdan temin ettiğiniz etten yaptığınız bir köfteyi koyacaksınız. Fakat dışarıda yediğiniz hamburger büyük ihtimalle mümkün olan en ucuz fiyata temin edilen Catering cinsi bir et olacaktır. Hazırlanış tarzı, yağı ve diğer herşey, kar elde etme amacı ile yapılacağı için, aslında bu yiyecek sağlığınızı tehdit eden bir ürün haline gelebilir. (İstisnalar mutlaka vardır. Çok kaliteli yiyecekleri önümüze süren kafe veya restoranlar mutlaka vardır, fakat bu onların tüketilen yiyeceklerden para kazandıklarını ve bir işletmenin prensipleri gereği tedarik zincirini en az maaliyetle kurarak daha fazla kar elde edebilmek için uğraşacakları gerçeğini değiştirmeyecektir.)
Öncelikle şunu bilelim: Her tür yiyeceğe vücudumuzun ihtiyacı var ve onları tüketmeliyiz. Evlerde annelerimizin yaptığı böreklerden tutun da, ızgarada pişirilmiş pirzolalara kadar hepsine vücudumuzun ihtiyacı var. Kesinlikle bir besin grubunu medyadaki yetersiz yönlendirmelere kapılıp hayatınızdan çıkarmayın. Burada önemli olan miktardır. Örneğin, günlük beslenmenizin yaklaşık olarak %60 ını Karbonhidratlardan karşılamanız gerekiyor. Sağlıklı bir insan ortalama olarak %60 karbonhidrat %30 protein %10 yağ ile beslenir. Kişiden kişiye ve beslenme alışkanlıklarına göre bu durum değişkenlik gösterebilir fakat üç aşağı beş yukarı oran budur. Fakat gazeteyi açtığımızda, birisi çıkıp da "EKMEĞİ HAYATINIZDAN ÇIKARIN!" diyebiliyor. NASIL YANİ? :)
Günlük yemek yeme ihtiyacımızın %60'ını karbonhidrat grubundan karşılamam gerekiyor ve ekmeği hayatımdan çıkarmalıymışım öyle mi? Size inandırıcı geliyor mu?
Eksik bilgi var burada arkadaşlar! Önemli olan hangi ekmeği tükettiğiniz. "Ürün haline getirilip ticari ambalajlarda soframıza gelmemiş eski tarz odunda pişirilmiş bir Tam Buğday Ekmeğini nasıl hayatımızdan çıkartırız? İnsanlığın var olduğu günden beri ekmek tüketiyoruz. Nasıl böyle bir şey olabilir?" diye sizlere soruyorum. Önemli olan tüketilen şeylerin miktarları. Aşırıya kaçmadan birkaç dilim ekmeğin, veya canınızın istediği herhangi bir şeyin, siz SPOR YAPTIKTAN SONRA ne zararı olabilir ki?
Yukarıda da bahsettiğim gibi, ürün grupları ile ilgili kendinize yasaklar koymayın. Hiçbirşeyi öcü görmeyin. Tatlı da yiyebilirsiniz, börek de. Önemli olan miktar. Küçük bir porsiyonu aşmamaya çalışın. Bunun için glisemik index kavramına hakim olmaya çalışın. Bir sonraki yazımda glisemik index kavramını açıklayacağım.
Sizi zayıflatan mucize yiyecekler ve içecekler sadece yiyecek içecek üreticilerinin daha da zengin olabilmek için karşınıza koyduğu ürünlerdir. Örneğin bir L-Carnitine hapından bahsedelim.
L-Carnitine haplarının bizleri zayıflattığı, daha doğrusu yağ yakımında bir etkisi olduğu kanıtlandı. Evet doğru L-Carnitine, kullanıldığında bizi zayıflatabilir.
Fakat "BU ÜRÜNÜN ZAYIFLAMALAYA ETKİSİ NEDİR?" diye sorduğunuzda işin gerçek yüzünü göreceksiniz. Bildiğim kadarıyla 100 kilogram yağ kaybederseniz L-Carnitine kullanmayan bir kişiye göre 3 kilogram yani %3 daha fazla yağ kaybedebilirsiniz. SADECE %3!
%3 etki edecek bir ürünü mucize kılan, ya da o ürünü satın almaya değer kılan şey nedir?
Düşünmeyi, cevaplamayı ve yorumlamayı sizlere bırakıyorum.
Sağlıklı günler.
alperyaydan@gmail.com
Yoğun bir antreman yapmaya niyetliyseniz, bisiklete binmeden önce büyük kas gruplarını ve eklemleri genel jimnastik hareketleriyle ısıtın.
İnsana ait GENOM o bireyin tüm genetik bilgilerini kapsar. İnsan genomu yaklaşık 30.000 farklı genden oluşmaktadır. Bu ise çeşitli hastalıkların oluşmadan önce önlenmesine ve teşhisine imkan tanımakla birlikte kişinin yatkınlıkları hakkında da öngörüde bulunmaya yarar.
Altyapı denildiğinde Barcelona'nın La Masia'sı hakkında övgü cümleleri kurmak adettendir. Peki Barcelona altyapısı gerçekten harika mı?
Alex de Souza