Futbol oynarken öğrenim hayatını da devam ettirebilme fırsatı, Spor Akademisini çok cazip kılıyor. Ancak şunu bilmeni istiyorum ki, çok yetenekli bir futbolcu olman akademinin kapısından elini kolunu sallayarak gireceğin anlamına gelmiyor.
Parkurun en zor aşaması olarak nitelendiren üçüncü ayağını hatasız bir şekilde tek atışta geçmiş ,son etaba doğru koşmaya başlamıştı. Temmuz ayının kavurucu güneşi bir taraftan, sıcaktan şişen ayak tabanları bir taraftan canını yakıyordu. Kazanmak zorunda olduğu aklına geldi. Önünde duran 10 adet topa şöyle bir baktı. Sol ayağının altıyla sağ ayağının önüne çekti bir tanesini. Kronometrenin ilerlediğini biliyordu. Bu yüzden derin bir nefes alacak vakti bile yoktu. Yarım nefesle yetindi. Ceza sahası yayından (18m) 2 metre karelik bir boşluk bulunan kaleye hayatının vuruşunu yapması gerektiğini düşündü. Babasını düşündü. 30 senedir fabrikadaki işine gitmek için sabah 5:30'da kalktığı gözünün önüne geldiği an, sağ ayağının iç üst diye tabir edilen bölgesiyle atışını yaptı. Sergen Yalçın'ın Denizlispor'a attığı ve henüz top kale çizgisini geçmemişken topun gol olacağını anlayıp taraftara koşması gibi, foto finişe doğru koşmaya başladı, top ayağından çıktığında. (bkz Sergen Yalçın Denizlispor).
Bir yandan koşuyor, bir yandan skorborda bakıyordu. Çizgiyi geçtiği an, saniyeler 39'u gösteriyordu. Bu, rekor demekti. Ve kendisinden sonraki 100 küsur kişi de bu dereceyi geçemeyince 328 kişi arasında parkur rekoru kırarak Spor Akademisini kazandı.
Herkesin bir hikayesi var tabi ki.. Dönüm noktaları, keskin virajları.. Ben de üniversite yıllarımda tanıdığım Tarık arkadaşımın gerçek hikayesiyle başlamak istedim bu yazı dizime. Sizlere, Spor Akademisi öğrencisi olma hayali ile başlayıp, bu hayali nasıl gerçekleştirebileceğinizin yollarını aktarmaya çalışacağım.
Şunu kabul edelim ki, bundan 30-40 sene önceki gibi çok zor değil üniversite okumak ve mezun olmak..
Özel üniversitelerin artması, meslek lisesi çıkışlı öğrencilere tanınan 2 senelik meslek yüksek okuluna direk geçiş imkanı, bu iki senelik okulu bitirenlere 4 seneye tamamlama şansı vs.. Bu durum ilk bakışta güzel bir fırsat gibi görünse de üniversite okumak için okumak, evden, aileden, mahalle baskısından uzaklaşmak veya açıkta kalmamak için yapılan bilinçsizce tercihler sonucunda, yetişmiş kaliteli mezun sayısının azaldığını ve işsiz üniversite mezunlarının çoğaldığını net bir şekilde görebiliyoruz. Bu olumsuz durumdan faydalanma çabasına düşen kesimi de buna ekleyince gençlerimizin kafası gerçekten karışıyor. Ve bir çok yetenekli öğrenci henüz yolun başında kaybolup gidiyor. Çok derinlemesine incelenmesi gereken bir konu olduğunu biliyorum.
Ancak biz spor eğitimcilerine düşen görev, kendi branşımızda doğru bir planlama ve uygulama ile izlenilmesi gereken rotayı çizmektir. Spor akademilerine giden yolda, başından sonuna kadar nelerle karşılaşacağına, gel birlikte bakalım ve şimdiden karar ver; bu okul sana göre mi yoksa değil mi?
NOT: Birazdan okuyacaklarınız futbola gönül vermiş, belli bir yeteneği olan ve bu yeteneğini üniversite eğitimi için kullanmak isteyenler için kaleme alınmıştır. Bu yüzden sözlerime başlamadan önce şunun altını çizmek isterim ki, farklı branştaki meslektaşlarıma duyduğum saygıdan ötürü, sizlere sunacağım bilgiler sadece FUTBOL branşına özel olacaktır.
Gol atmayı dünyanın hiçbir hazzına değişmeyeceğini okumuştum, Almanların ünlü golcüsü Klinsmann'ın hayat hikayesini incelerken. Hemen hemen hepimizi de, gönül verdiğimiz bu oyunun içine çeken yegane duygu olmuştur gol atmak. Topu ağlarla buluşturduğumuzda -sadece o anlık- özel biri olduğumuzu hissetmişizdir. Bilinçaltından gelen bu dürtü, bizi biraz daha bağlamıştır futbola. Lise yıllarından sonra üniversite okuma isteği ve futboldan kopmama arzusu bir araya gelince kafalarda hemen Spor Akademisi ışığı yanar.
Futbol oynarken öğrenim hayatını da devam ettirebilme fırsatı, Spor Akademisini çok cazip kılıyor.
Ancak şunu bilmeni istiyorum ki, çok yetenekli bir futbolcu olman akademinin kapısından elini kolunu sallayarak gireceğin anlamına gelmiyor. Bunun için bir çok şeyi bir araya getirmen gerekecek. Ve okulu kazandıktan sonra da, futbol yaşantına aynı şekilde devam edebileceğin düşüncesini değiştirmen gerekebilir.
Burada iş tamamen sana ve uzun vadedeki planlamana kalıyor. Doğru bir strateji ile her ikisini de birlikte yürütebilirsin. Ve faal futbolculuk yaşantın da okul hayatında sekteye uğramadan güzel bir şekilde devam eder.
Üzerine basarak söylüyorum, içerisi hiç de dışarıdan göründüğü gibi değil arkadaşlar. Öyle dersler alıyorsunuz ki, vize ve final dönemlerinde öyle sınavlara giriyorsunuz ki anlatamam. Öyle ki, sert geçen ve mağlup olarak dönülen bir deplasman sonrası insanın kılını kıpırdatacak hali olmuyor, bırakın ders çalışmayı.
Adım adım, sana rehberlik etmek için,okula girerken ve girdikten sonraki aşamalarda yükünü hafifletmek için buradayız.
Ortalama 58-66 saniye süren, fakat stres, kaybetme endişesi, kalabalık, uzun bekleme süresi, sıcaklık gibi faktörler yüzünden, bir çok amatör ve profesyonel futbolcu yetenek parkurunu başarıyla tamamlayamıyor. İşte tam burada kişinin yeteneği ve muhatap olduğu parkura ne kadar hazır olduğu gerçeği çıkıyor. Bu ayrıntıyı en başta söylüyorum, çünkü gecesini gündüzünü akademi kurslarında antrenman yaparak geçirenlerin hayal kırıklığına uğradığına şahit oldum. Süper lig futbolcularının parkuru tamamlayamadan sahayı terk ettiklerine de..
Üzerine düşen, gerçekten disiplinli olarak çalışmak. Bir kursa bağlı olarak, ya da bireysel.. Rekabet ortamında başarının arttığını düşünüyorsan, bu işin kursu en iyi ortam. Yok kendi kendine çalışarak performansının yükseleceğini düşünüyorsan tek başına çalışmak en mantıklısı. Dediğim gibi sana kalmış. Yeteneklerinin farkındaysan, gereken mesaiyi de harcadıysan, biraz konsantrasyonla çok da zor olmadığını anlayacaksın. Bazı püf noktalarını çalışma planına dahil ederek mutlu sona ulaşabilirsin.
b-karababa@hotmail.com
Futbolda altyapıların ne kadar önemli olduğunu Avrupa'daki futbol kulüplerini inceleyerek anlayabiliriz. Son yıllara baktığımızda çok büyük bir sabırla uygulanan altyapı politikası, özellikle Almanlar'ın futbolda büyük bir devrim yaptığı gerçeğine bizi götürmektedir.
Vücudumuzun fazla oksijene gereksinim duymadan, hızlı ve ekonomik enerji ihtiyacını karşıladığımız besin türevleri karbonhidratlardır. Uzun ve tempolu antrenmanlarımızı yorulmadan yapabilmemizi sağlayan karbonhidratlar aşırı alınması sonucu fazla kiloya sebep olabilmektedirler.
Altyapı denildiğinde Barcelona'nın La Masia'sı hakkında övgü cümleleri kurmak adettendir. Peki Barcelona altyapısı gerçekten harika mı?
Muhammed Ali