Rafting, raft ismi verilen botlarla (sallarla), debisi yüksek olan nehirlerde yapılan bir spordur. Raftingde amaç; içinde bulunduğunuz botu devirmeden, elinizdeki küreklerle yönlendirerek, nehir içerisindeki kayalar ve engeller arasından geçirmektir.
Rafting, genelde 6 ile 8 kişiden oluşan takımlar halinde yapılır ve bu sporun temeli tüm takımın bireysel değil, tek vücut halinde hareket ederek sonuca ulaşmasıdır.
Adrenalini yüksek olan bir spordur. Amatör olarak rafting yapmak isteyenler için yüzmeyi bilmek dışında herhangi bir teknik bilgi veya beceri gerekmiyor. Turistik amaçlı raftinglerde, botta mutlaka bir rehber oluyor ve onun talimatları ile rafting turu tamamlanıyor.
Teknik malzeme olarak can yeleği, kask, su geçirmeyen elbiseler ve botu yönlendirmek için kürek kullanılıyor. Yine de, devrilme durumunda kullanmak üzere kurtarma ipi ve ekip rehberinde de bıçak bulunuyor.
Mevsime göre nehirlerin su seviyeleri değiştiği için, ideal mevsim olarak karların eridiği mayıs ve temmuz ayları öneriliyor.
İlk olarak 1842 yılında, ABD Ordusundaki komutanların nehirler üzerinde botlarla askeri tatbikatlar yaptığı bilinmektedir. 1900'lü yılların başında ise, botlarla taşımacılık yapılmıştır. İkinci Dünya Savaşında bu botlar ile kıyılara çıkarma yapılması diğer ülkelerin dikkatini çekmiş ve tüm dünyada kullanılmaya başlanmıştır. Spor amaçlı raft kullanımı da yine Amerika'da yaygınlaşmıştır.
1970 Münih Olimpiyat Oyunlarında boy göstermesi, bir eğlence sporu olarak gelişmesinde önemli bir etken olmuştur. 1972'de kurulan Sobek Expedition Kulübü ile keşif amaçlı olarak tüm dünyada rafting yapılmaya başlanmıştır. 1980'li yıllara gelindiğinde, İskoçya, Güney Amerika ve Afrika akarsularında nakliye şirketleri taşıma işini geliştirmişler ve raft kullanımını yaygınlaştırmışlardır.
Rafting 1992 Barselona Oyunlarında, 1996 Atlanta Oyunlarında ve Tennessee Valley Ocoee Nehrinde Yaz Olimpiyat Oyunlarında yerini bulmuştur. 1997'de Rafting Federasyonu (IRF) kurulmuş ve 1999 yılında ilk resmi Uluslararası Şampiyonası düzenlenmiştir.
Raftingde zorluk derecesi; sporun kendisinin değil, parkurun açıklamasıdır. Nehrin akış hızı, kayaların ve engellerin sayısı gibi etkenlerle parkurun, dolayısı ile raftingin zorluk seviyesi belirlenir. Akarsuda yol alınırken yatağın doğal engelleri geçilmek zorundadır. Bu engeller akışın hızını ve yönünü belirler. Suda türbülanslar, dalgalar ve çok zevkli olan ani hızlanmalar oluşturur. Bu bölgelere "Rapid" denir. Hızlı akan nehirlerde raftın kontrolü sağlamak zor olduğu için, nehirler akış hızlarına göre numaralandırılır. 1 ve 6 arasındaki bu klasmanda 6. derece en zor parkurlardır.
Çok basit vasat akıntılı parkurlar.
Düzenli ve az bir akıntı. Minik kayalar ve dalgalar bulunuyor.
Orta zorlukta. Görüş mesafesi (dönüşler vs. sebebiyle) sınırlı.
Çok zor ve büyük rapidler var. Düşüşlerin başlangıçları ve sonlarının tam bilinmediği, sert geçişler ve zorlu engellerle dolu nehirler.
Aşırı zor. Yüksek debi ve akıntı, sert ve büyük kayalar, dik yamaçlar, sıralı düşüşler. Engellerle dolu geçişler.
İmkansız pistler. Uzmanlar için bile geçilmesi neredeyse imkansızdır.
Türkiye, rafting sporu için sık sık ziyaret edilen bir durak olmaya başladı son yıllarda. Alman ve Rus vatandaşları tarafından yoğun şekilde tercih edilmektedir. Ülkemizde raftinge uygun bir çok akarsu bulunsa da, henüz Rafting Federasyonu kurulmamıştır. Rafting sporu, Türkiye Gelişmekte Olan Spor Branşları Federasyonu bünyesinde bulunmaktadır.
Türkiye'de rafting yapılacak en iyi 10 akarsu
ÖNEMLİ NOT: Çoruh Nehri, Dünyada geçilmesi en zor 2. Nehir olma özelliğine sahiptir.
Rafting sporunun eğlence ve rekreasyon amaçlı yapılması dışında sponsorlar tarafından özel yarışlar da düzenlenir. Resmi olarak Uluslararası Rafting Federasyonunun düzenlediği Avrupa ve Dünya şampiyonaları vardır. Yarışılacak nehir ve akarsuların zorluk seviyesi yine bu federasyon tarafından belirlenir. Yapılan ülke şampiyonalarında dereceye giren takımlar Dünya Şampiyonasına katılmaya hak kazanırlar.
Dünyanın en önemli rafting mücadelesi olan Dünya Rafting Şampiyonası, IRF tarafından 2 yılda bir organize edilir. Son beş IRF Dünya Şampiyonasının sonuçlarına bakıldığında, en çok ilk beşe giren üç ülkenin Almanya, Çek Cumhuriyeti ve Rusya olduğunu görüyoruz.
Her spor ve aktivite için olduğu gibi, rafting için de dikkat etmeniz gereken bazı ayrıntılar var. Rafting yapmaya karar verdiğinizde (eğer ilk deneyiminiz olacaksa) öncelikle şunu iyi fark edin; Rafting de diğer doğa sporları gibi, doğayla iç içe yapılan bir aktivitedir. Doğanın içindeyken, onun kurallarını iyi bilmeniz ve ona uyum sağlamayı öğrenmeniz gerekir. Amacınız akarsuyu yenmeye çalışmak değil, onun ritmine uymaktır.
Rafting, her hangi bir beceri ve fiziksel kondisyon gerektirmediğinden dileyen herkes bu sporu yapabilir. İlk iki derece için yüzme bilmek bile gerekmeyebilir. Ancak hakiki, adrenalin isteyen bir rafting yapabilmek için iyi yüzmek bilmek gerekli.
Sizi yönlendirecek ve bilgilendirecek rehberin de önemi büyüktür. Yani rafting yapabilmeniz için bir kursa gitmenize gerek yok. Bütün güvenlik önlemleri kısa bir eğitim verilerek öğretiliyor ve gerekli malzemeler sağlanıyor. Giyinip kuşandıktan sonra, tecrübenize göre bir bota yerleştirilip suya bırakılıyorsunuz.
Botunuzda yer alan rehber ve yardımcısı sürekli olarak telkinde bulunuyor ve herhangi bir zorlukla karşılaştığınızda ne yapmanız gerektiğini konusunda yardımcı oluyor. 15 yaşından büyükseniz ve kalp sorununuz yoksa bu sporu yapmanızda bir mani yoktur.
Takım sporlarına katılım için sağlık kontrolünden geçirilmesi gerekir. Kulüp veya okul düzeyinde bir çok spor kuruluşu sağlık kontrolünü şart koşmaktadır.
Elektronik oyunlar dünyasındaki inanılmaz gelişmeler, büyük küçük her kesimden insanın bu oyunlara yönlenmesini de beraberinde getirmiştir. Öyle ki bu oyunlar yaşamın bir parçası hatta vazgeçilmezi haline gelmiştir. Peki ya aktif sporculara etkileri?
Altyapı denildiğinde Barcelona'nın La Masia'sı hakkında övgü cümleleri kurmak adettendir. Peki Barcelona altyapısı gerçekten harika mı?
Johan Cruyff