MMA, Türkiye'de yükselişe başladı ve bir çığ gibi her geçen gün büyümeye devam ediyor.
Sanırım MMA dediğimiz zaman, Türkiye'de akla gelen ilk isim Murat Kazgan olur, ki bu sporla uzaktan yakından ilgisi olan herkes bu isme aşinadır. Kendisi yurt dışında bir çok MMA kampı geçirmiştir. Ayak dövüşü ve güreş bilgisine BJJ'yi de ekleyip, bu işin, yani MMA'in profesyonel olan sporcularıyla antrenmanlarını yapmış ve bir Türk olarak katılmış olduğu profesyonel MMA maçlarıyla adını duyurmuştur.
Dünyanın bir çok ülkesinde amatör ve profesyonel olarak bir çok MMA organizasyonları yapılırken, bu organizasyonlar zamanla sınırlarını aşıp ülkelerin bir çok ring dövüşünde olduğu gibi ulusal şampiyonalara ve uluslararası müsabakalara dönüşmeleri söz konusuyken, dünya MMA federasyonları kurulurken ve ülkeler de resmi olarak kendi federasyonlarını kurarken, Türkiye'nin bu işte yıllardır adım atmaması tuhaftır. Zaten bu ülke ben bildim bileli bu tür organizasyonların hep 10-15 yıl gerisinden geliyor ya neyse.
Gelelim konuya. Ali ARIK. TÜRKİYE MMA FEDERASYONU başkanı. Kendisi yıllardır Kick Boks ve Muay Thai sporunda hem müsabık olarak yer almış, arkasından bir çok başarılı sporcu yetiştirmiş, değerli bir hoca. Sadece bu mu? Hayır. Bugüne kadar TV'den izlemiş olduğumuz bir çok profesyonel gala maçlarının, kimisinde madalyonun görünmeyen yüzü, kimisinde organizasyonun bizzat sahibi başarılı bir organizatör.
Yurt dışında fırtına gibi esen bu sporun Türkiye'de de şahlanması gerektiğini düşünüyor değerli Ali ARIK. Bunun için de, Avusturya Viyana'da Iron Fist Gym'in sahibi ve kendisi de bir MMA dövüşçüsü olan Bülent SAĞLAM ile görüşür. Bu işlerin resmi prosedürlerinin yürütülmesi adına değerli avukat dostları Ali Hazer DENİZ de bu oluşumun içerisine girerek Türkiye'de bu işin 2012 yılında resmi olarak ilk tohumları atılmış olur.
Lakin Türkiye'de çok fazla ayak dövüşçüsü ve antrenör olduğu halde, bu işin yer kısmında bariz bir üstünlüğü bulunan Gappling ve Jiu Jitsu konusunda bilgi sahibi olan eğitmen sayısı neredeyse yok gibiydi. Buradan yola çıkarak, hem iyi bir eğitmen, hem de iyi bir MMA dövüşçüsü olan Lincon RODRIGUES ile antrenör, sporcu ve hakem gelişim seminerleri düzenlemeye başlayan federasyonun bu seminerlerine ülkenin dört bir yanından katılım her seferinde katlanarak büyüdü. 2 sene gibi bir zamanda federasyon bu seminerlerin meyvesini toplamaya başladı. ANKARA ilinde büyük bir antrenör ve hakem kampı, 2 Türkiye MMA Şampiyonası, Türkiye'nin dört bir yanında sayısız seminer.
Durun daha bitmedi. Türkiye Şampiyonalarında başarılı olan sporcular guruplar halinde uluslararası müsabakalara götürülmeye başlandı. ISKA MMA Dünya Şampiyonasına katılan bir sporcumuz ikincilik kürsüsünde yer aldı. WMMAF'in düzenlediği organizasyonda 3 Türk dövüşçü yer aldı. Ve son olarak UKRAYNA'da düzenlenen WMMAF Dünya Amatör Şampiyonasına milli takım halinde 9 sporcuyla katılan federasyon, şampiyonadan 3 katagoriden tam 13 madalya çıkartarak muhteşem bir başarıyla yurda döndü. MMA, Türkiye'de yükselişe başladı ve bir çığ gibi her geçen gün büyümeye devam ediyor. Gelecek yazımda "MMA dövüşçüsü hangi branşlarda nasıl antrenmanlar yapar?" konusuna değineceğim.
yalcin-altun@hotmail.com
Başarıya odaklı, sporu bir yaşam şekli haline getirmiş ve de başarmış elit sporcuların spor anlayışı "ne istediğini bil, başarmak için çaba harca" özdeyişini merdivenin ilk basamağı olarak görmekle başlar.
Karşıdaki için anlaşılmaz şeyler söyleyerek karizmatik olmaya çalışanlar büyük bir yanılgı içindedir. Kaliteli iletişim, başarının temel taşlarından biridir.
Sunucu pozisyonda heyecanla haykırır; "Nefis bir şut, kaleci son anda kurtardı. Son anda" Peki gerçekten öyle mi?
Wagner Love