Sportmenlik Anlayışı

Spor yaşamım boyunca çok şeyler gördüm ve yaşadım. Dünyanın en zor sporu olan OLİMPİK BOKS, yani ağır antrenmanlar gerektiren BOKS... Her yapanda mutlaka bir iz bırakan, bir hasar bırakan BOKS... Tabiki bende de bıraktı. Vücudumun bazı yerlerinde kalan kırık izleri. Yüzümdeki, kaşlarımdaki yarık izleri, parmaklarımdaki farkında bile olamadığım kırıklar, yanlış yani eğri kaynamış kırıklar... Bir türlü düzgün kalem tutarak yazamadığım o çirkin yazılar... Çabuk unutmak gibi, daha da sayayabileceğim hasarlar...

Türkiye'nin yetiştirdiği en iyi hocalarla yapılan antrenmanlar, kamplar, seyahatler, yurt içi, yurt dışı, 40 kadar gördüğüm ülke. Değişik milletlerden insanlar, yeni yeni çevreler arkadaşlıklar vs. vs.

Ben buna sportif tecrübe diyorum. Belki birileri okur, centilmenlik, sportmenlik nedir, arkadaşlık nedir, paylaşmak, işbirliği yapmak nedir, yani sevmek nedir diye örnek olur diye yazıyorum.

Bir boks antrenmanı koşuyla başlar, bu koşu en fazla 4 km. olur. Bu ilk ısınmadır. Yani 400 m. olan bir stadyumun koşu parkuru 10 tur koşulur. Parkurun kısa yerleri depar atılarak koşulur. Bu hiç değişmez. Hergün aynıdır. Sonra salona geçilir. Burada ez az 30 dk. kültür fizik antrenmanı, yani jimnastik yapılır. Terlemeye başlamış olursunuz. Yüzünüzden şakır şakır ter akar.

Hocanız ringtedir. Çağırılırsınız. Onun gözetiminde arkadaşlarınızla ve hocanızla teknik çalışmaya başlarsınız. Bu da yaklaşık 30 dk. kadar sürer. Yorulmaya fırsatınız asla olamaz. Çünkü hocanız 3 dakikada bir nabzınızı ölçer. 1 dakika dinlenirsiniz. Yine ölçer. Asla yorulamazsınız. Buna hakkınız yoktur.

Bu da biter. Şimdi dövüş, maç antrenmanı başlar. Hergün beraber olduğunuz arkadaşlarınızla hocanızın gözetiminde kurallara uyarak tıpkı resmi maç gibi maç yaparsınız. Yani en sevdiğiniz arkadaşınızla dövüşürsünüz. Asla kaçamak yapamazsınız. Numara da yapamazsınız. Gözünüz morarır, bir yeriniz şişer, aynı şeyler arkadaşınız için de geçerlidir. Bu maç dövüşü antrenmanı en az 10 raunt sürecektir. Her boksör için bu böyledir. Kısaca antrenman biter, artık hayat başlar. O dövüştüğün arkadaşınızla yan yana, kol kola yola çıkar, eve dönersiniz. Hiçbir şey olmamıştır. Asla antrenman konuşulmaz. Ben onun yüzündeki ize bakar gülerim, o da benim moraran göz altıma bakar güler.

Kaç turnuva, kaç özel maç yaptım, kaç yabancı milletten sporcuyla dövüştüm inanın bilmiyorum. Ama her çıktığım maçtan sonra rakibimi yensem de kucaklayıp öptüm, yenilsem de. 57 YAŞINDAYIM, halen arkadaşlıklarım devam ediyor. YABANCI UYRUKLU olanlarla arkadaşlıklarım da devam ediyor.

ANTRENMAN yaptıklarını zanneden, ter akıtıyoruz diyen sporcular gördüm. Onlar asla antrenman yapmadılar. Antrenmanın ne olduğunu da bilmiyorlar. Özellikle futbol oynayanlara söylüyorum. Kavgacılara, küfürbazlara sesleniyorum. Sizler antrenman kültürünü bilmiyorsunuz. Antrenman falan da yapmıyorsunuz. Ama kavgayı, şarlatanlığı, yakışmayanı yapmayı iyi biliyorsunuz.

ANTRENMAN YAPTIRAN HOCALARIMIZA:

14-17 yaş aralığında olan çocuklarımız ergenlik dönemi yaşamaktadırlar. Bu dönem NET DÜŞÜNCENİN bellirginleştiği, özgürlük, erdemlilik ve AHLAK gibi temel değerlerin yerleştiği, sporda ise estetik anlayışın oluşmaya başladığı dönemdir.

İşte tam da bu dönem, sizler için ganimet niteliğinde bir dönem olmalıdır. Sporcularınıza, SPORTMENLİK, CENTİLMENLİK anlayışı kazandırma ve bu anlayışı bir YAŞAM FELSEFESİ haline getirmeleri için çalışmanız gerekmektedir. AMAÇ SPORTMENLİK OLMALIDIR.

Bunu başardığınızda sizlerin antrenmanları antrenman, bu antrenmana katılan her birey de SPORCU olacaktır.