Yarışma ortamında eğlenmeyi de kenara atmayanların sporu olan yelken, aslında o kadar da kolay bir branş değildir. Kural kitabında onlarca teknik terimi içinde barındıran yelken sporunu ana hatlarıyla anlatmak isteriz.
Yelken rüzgar enerjisini kullanarak oluşturduğu kuvvet ile bağlı bulunduğu teknenin hareket etmesini sağlayan özel dizayn edilmiş araçlardır. Yelken özel bir kumaştan yapılır. Bu kumaş ne çok sert, ne de çok yumuşak olmalıdır. Bu kumaşın en önemli özelliği çok sağlam ve esnek bir yapıya sahip olmasıdır. Yelken düz değildir. Her yelkene, özel bir derinlik verilerek yelken üç boyutlu hale getirilir. Yelkeni yıpratan şey, rüzgar, güneş ve denizin tuzlu suyudur. Ayrıca yelkeni gereğinden fazla gergin tutmak da yelkenlerin ömrünü kısaltır. Her yelkenli tekne, kullanma koşullarına göre zaman içerisinde ilk günlerdeki formunu kaybeder.
Yelken, deniz, dalga, akıntı ve rüzgar gibi sürekli bir değişim içinde olan dış kuvvetlerle mücadele etmektir. Bu durum dışarıdan görüldüğü kadar kolay bir durum değildir. Akıntı, rüzgar gibi kuvvetler gözle görülemez, hissedilirler ve bunların etkilerini kestirebilmek için deniz üzerinde zaman geçirmek gerekir. Bu faktörler sadece yaşayarak öğrenilir. Zaten yelken sporunu zevkli yapan da bir çok değişkenin birleşerek bu sporu oluşturmasıdır
Yelkenli tekne M.Ö. 2400'lerde Mısırlılar tarafından icat edilmiştir. İlk yelkenin ham maddesi papirüs bitkisidir. Mısırlılar'ın ardından, Polenezyalılar kanolarında rüzgar teknolojisini kullanmışlardır. Yelkenli tekneler daha sonra Roma, Yunan, Çin, İspanyol, Portekiz, Fransız ve İngilizler tarafından kullanılmıştır. 20. yüzyılda Avrupalı bazı ünlü araştırmacılar ve gezginler yelken sporunun popülerliğini artırdılar.
Bugün yelken hem hobi, hem de spor olarak pek çok kişi tarafından benimsenmektedir. Yelken sporu 19. yüzyılda yat kullanımının gelişmesiyle başladı. Bu yatlarla denizlerde, göllerde ve akarsularda yelken yarışları düzenleniyordu. Bu spor, daha sonraları gelişerek Olimpiyat Oyunlarında da yapılmaya başlandı.
Yelken sporu ilk olarak 1896 yılında Olimpiyatlardaki yerini almıştır. Hemen her ülkede yelken federasyonları bulunmaktadır. 1957 senesinden sonra yelkenle ilgili çeşitli kulüpler kurulmuştur. Bugün yelken sporuyla uğraşan birçok spor kulübü vardır.
Yelken hafif torlu bir yapıya sahiptir. Tor hafif bombeli, yani tam düz değil anlamındadır. Bunun sonucunda yelken üzerinde hava basınç farkı oluşur ve yelkeni ileri doğru çeker.
Genelde yelkenler teknelere takılır. Ancak unutulmamalıdır ki, rüzgarın esmediği durumlarda hiçbir yelken kuvvet oluşturamaz ve çalışamaz.
Yelkenin rüzgar altı kısmında hava moleküllerinin gideceği yol, rüzgar üstünden daha fazladır. Bu moleküllerin yelkenden aynı anda çıkmaları gerektiğine göre rüzgar altı taraftaki moleküller daha hızlı gitmek zorundadırlar.
Uluslararası Yelken Federasyonu ISAF, Ekim 1907'de Paris'te kurulmuştur. Yelken yarışları ve uluslararası müsabakalar Uluslararası Yelken Federasyonu tarafından düzenlenmektedir. Türkiye'de ise, yelken sporunu Türkiye Yelken Federasyonu TYF yönetir ve merkezi İngiltere'de bulunan ISAF'a (İnternational Sailing Asosation Federation) bağlı olarak çalışır.
sayılabilir.
1906 yılında yatların ölçülmesinde kullanılacak ve Avrupa ülkelerince kabul edilebilen uluslararası ölçüm kuralları Londra'da düzenlenen Uluslararası Yat Ölçümü Konferansı'nda belirlendi. Geliştirilen "Metre Kuralı", bugün halen 12 Metre, 8 Metre, 6 Metre ve diğer Metre Sınıfı teknelerde uygulanmaktadır.
Yurdumuzda Cumhuriyet sonrası gelişen yelken sporu, Yelken Federasyonu kontrolünde faaliyetlerini sürdürmektedir.
Yurdumuzda genelde
sınıflarında yarışmalar düzenlenir. Bu sınıflarda Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Federasyon Kupaları ile Türkiye Birinciliği yarışmaları yapılır.
Osmanlı'da Bahriye Birlikleri'nin eğitim için kullandığı yelkenli sandallar, amatör Türk yelken sporunun da başlangıcı oldu.
Cumhuriyetten sonra, İstanbul Su Sporları Kulübü kuruldu ( 1930 ). Galatasaray ve Anadolu kulüplerinde yelkencilik ele alındı.
Yelkende milli formayı ilk defa 1936 Olimpiyatları'nda Behzat Bayda, Harun Ülman ve Demir Turgu giydiler.
İstanbul'da ilk yelken yarışları, 1912–1914 yılları arasında İngilizler tarafından yapıldı. İngiliz aileleri kulüpler kurarak yelkencilik çalışmalarını hızlandırırken, Moda, Bakırköy ve Büyükada'da kurulan kulüplerde de yelken ilk defa spor olarak ele alındı.
1923 senesinde Yelken, Kürek ve Yüzme dallarını kapsayan Su Sporları Federasyonu'nun kurulması ile tekrar güncelleşmiştir. 1957 senesinde Yelken branşı, Su Sporları Federasyonu'ndan ayrılarak 25 Mayıs 1957'de Türkiye Yelken Federasyonu resmen kurulmuştur. Ancak Türkiyenin 1907 senesinde kurulmuş olan Uluslararası Yat Yarış Birliği'ne üyeliği çok daha önce, 1932 gerçekleşmiştir. Uluslararası Birlik ise, diğer spor teşkilatları düzenlemelerine uyarak, 1996 senesinde adını Uluslararası Yelken Federasyonu (Internartional Sailing Federation = ISAF) olarak değiştirmiştir.
Yelken sporuna gönül veren ve öğrenmek isteyenler için bir çok yelken eğitimi veren kulüp kurulmuştur. Başarılı öğrencileri yetiştirip, yelken milli takımına sporcu kazandırmak hedeftir. Bodrum Yalıkavak Yat Kulübü , Marmaris Uluslararası Yat Kulübü, İstanbul Yelken Kulübü, Marmara Yelken Kulübü önde gelen yelken kulüplerimizdir.
Performansa göre yapılan, yarışın ön planda tutulduğu tekneler de vardır, gezi ve dinlenme amacıyla yapılmış tekneler de. Bu nedenle pek çok çeşit yelkenli tekne vardır. (Optimist, Laser, Pirat, Catamaran)
Seyir şekilleri, teknenin başından kıçına doğru geçtiği varsayılan doğrunun rüzgar vektörüyle yaptığı açı ile belirlenir. Ayrıca yelken sporu orsa, apaz ve pupa adlarında 3 seyirde düzenlenir.
Teknenin rüzgara doğru en küçük açıyla gittiği seyirdir.
Orsa ile apaz arasındaki seyirlere denir.
Teknenin rüzgarı yandan aldığı ve açının 90 derece olduğu seyirdir.
Apaz ile pupa arasındaki seyirlere denir.
Teknenin rüzgarı arkadan aldığı ve açının 180 dereceye vardığı seyirdir.
Yelkenli teknelerde iki çeşit manevra yapmak mümkündür. Bunlar; tramola ve kavançadır.
Rüzgar üstüne doğru yapılan manevradır.
Rüzgar altına doğru yapılan manevradır.
Yelken sporu iki ana başlık altında toplanır:
Çeşitli süreler ve rotalarda tek, ya da daha fazla sayıdaki insanın, yelkenli tekneyle gezi amaçlı yaptığı yelkenciliğe denir.
Bu geziler, kısa ve uzun süreli yapılabilir.
Salma, ya da sabit omurgalı küçük yatlarla yapılan Dünya Turları bu gruba dahildir.
Bir plan üzerinde birbirine tamamen eş olarak çoğaltılmış, ya da farklı büyüklükteki teknelerin kendi aralarında yaptıkları yarışlara denir.
Diğer çeşit yarış yelkenciliğinde ise tekneler, ayrı planlara göre çeşitli ölçü ve yapıda olmak üzere yarışırlar. Bu durumda yarışlar, matematiksel eşitleme ile (handikap sistemi) aralarında kendi yarış kurallarına uyarak, belirli parkurlarda ve çeşitli ödüllere dayanarak yapılırlar. 45 dakikalık, 3 deniz mili uzunluğundaki Optimist, Sailboard yarışı ile duraklı ya da duraksız bütün küreyi kuşatan rotalarda yapılan dünya ve kıtalararası yelken yarışları bu gruba dahildir.
Yarışma yelken açmış olarak başlama usulüne göre, karadan veya bir gemiden top atışı yapılarak veya bayrakla hareket işareti verilerek başlar.
Bu sporun asıl amacı; önceden belirlenmiş bir rotada, sporcuların tekne ve rüzgarı birlikte kullanma yeteneklerini ölçmektir. Bununla birlikte yelken sporu, kuralları yönünden en ayrıntılı ve en çok malzeme kullanımı gerektiren spor dallarındandır. Bu nedenle, sporcuların değişik hava şartlarında tekneyi ve yelkeni yönetebilecek fizik kondisyonuna, yelkencilik kuralları hakkında ve araçların bakımına ait bilgiye sahip olmaları gerekir.
Tarihte ilk yat yarışları 1660 yılında İngiltere'de organize edilmiştir. 1749 yılında Galler Prensi tarafından ilk yelken turnuvası düzenlenmiştir. İlk kez 1851 yılında yapılan Hundred Guineas Kupası (Amerika Kupası) yarışlarını ABD takımı birincilikle bitirmiştir. Bu güzergahın toplam uzunluğu 10 ile 20 mil arasında değişir.
Yelken yarışları üç ayrı kategoride toplanmaktadır.
Yarışma kuralları tüm yelkenli tekne kategorilerinde aynı şekilde uygulanır. Yarışmalara erkekler ve kadınlar (özel yarışlar dışında) katılabilirler.
Yarışmaların olimpik seyri üçgen şeklindedir ve seyir denize atılan şamandıralar ile belirlenir. Yarışmanın yönü rüzgârın estiği yöne göre belirlenir. Yarışma mesafesi yarışılan yelkenli tekne kategorisine göre değişir.
Türkiye Yelken Federasyonu (TYF) tarafından sporculara verilen lisans, yelken faaliyetine katılmayı sağlayan giriş kartıdır.Yelken yarışlarına katılabilmek ve spor faaliyetlerini devam ettirebilmek için, lisans alınması ve bu lisansın her yıl Federasyona vize ettirilmesi zorunludur. Lisans, sağlık ve genel kurallara uygun olduğunu belgeleyen herkes lisans başvurusunda bulunabilir. Müsabakalara katılabilmek, sağlıklı spor yapabilmek için ön şarttır.
İnsana ait GENOM o bireyin tüm genetik bilgilerini kapsar. İnsan genomu yaklaşık 30.000 farklı genden oluşmaktadır. Bu ise çeşitli hastalıkların oluşmadan önce önlenmesine ve teşhisine imkan tanımakla birlikte kişinin yatkınlıkları hakkında da öngörüde bulunmaya yarar.
Çocuk sporcularda gözlemlediğim en önemli sorunlardan birisi, ağırlık antrenmanlarının (çoğu insan buna fitness da diyebilir) yapılıp yapılmaması konusudur. Sporcular, antrenörler ve veliler ağırlık antrenmanı konusuna net bir çerçeveden bakamıyorlar.
Sunucu pozisyonda heyecanla haykırır; "Nefis bir şut, kaleci son anda kurtardı. Son anda" Peki gerçekten öyle mi?
Arsene Wenger