Bazı spor dallarında iyi olan kazanır. Voleybol, basketbol, halter, yüzme... Bunlar gibi spor dallarında iyi olmak için çalışılır. Kendi kalitenizi yükseltmeniz oyunu kazanmanız için yeterlidir.
Bunun sebebi bazı spor dallarında skorun yüksek olmasıdır. 70-100 sayı atılan bir basketbol maçında bireysel hata ile kaçırdığınız bir sayı, ya da yediğiniz bir sayı telafi edilebilir. Bazılarında ise, dış etki yoktur veya çok azdır. 100kg kaldırıyorsanız, kaldırıyorsunuzdur. Kendi performansınızı sergilemeniz, kazanmanız için yeterlidir.
Oysa ki futbol, sonucu önceden kestirilemeyen bir oyundur. Bu yüzden de en çok sevilen spor dalıdır. Bazen daha düşük kalitedeki takım çok koşarak, bazen basit bir hata ile, bazen de tamamen şans eseri kazanabilir.
Bunun sebebi şudur. Futbol, fiziksel sınırların dışına çıkan şartlar sağlar. Bunu dengelemek için taktik doğrularınız olmalıdır. Şöyle ki, yaklaşık 5 dönüm büyüklüğünde bir alanda, 80-120km/h hızla giden bir topu yakalamanız fiziksel olarak imkansızdır. Ya da bu hızlarda 7 metre uzağınıza giden topa planjon yapmak da imkansızdır. Dolayısı ile bu oyunu oynamak, ancak topun düşeceği yere hareketlenen başka bir oyuncunuzun olması, rakibin pozisyonunu bozmak, kalede iyi yer tutmak gibi, oyunu okuyup, yani olasılıkları değerlendirip buna göre hareket etmekle mümkündür.
Eskilerin dediği gibi, rakipten daha hızlı olmak, ya da biraz daha yükseğe sıçramak, günümüz futbolunda yeterli değildir. Dikkatinizi çekmiştir; yabancı oyuncular (özellikle de çaptan düşmekte olanları) ligimize gelir ve fırtına gibi eserler. Ama bir sonraki sezonda, artık etkili olamamaya başlarlar. Hatta pek çoğumuz, bunun transferle ilgili olduğunu, ya da oyuncunun ligi küçümsediğini, ya da gece hayatına daldığını vs. söyleriz. Oysa çoğu kez gerçekleşen, oyuncunun çözülmüş olmasıdır.
Taktik olarak her tür oyuncuya karşı yapabilecekleriniz vardır. Kimini yakın oynayarak, kimini uzak oynayarak.. Kimini tatlı-sert oyun ile, kimini 2 kişi ile kapatarak... Ama bir şekilde her oyuncuyu durdurabilirsiniz. Oyuncunun bireysel kapasitesi, kendisine hiç de yakın olmayan oyuncular tarafından anlamsızlaştırılabilir. Dünyanın önde gelen beklerini bile perişan eden Şeytan Rıdvan, en düz beklere karşı zorlanırdı. Çünkü teknik kapasitesi düşük olan bekler, onun vücut ve ayak hareketlerine reaksiyon göstermez, sadece alanı kapatırdı.
Türk takımlarının dünyada bütçe başarı oranı, yani kullandığı kaynağa göre elde ettiği başarı seviyesi en düşük takımlarından olduğu gerçeğini de bunun üzerine koyduğumuzda, büyüklerimizden devraldığımız ve sürdürdüğümüz düşünce şeklinin yanlış olduğunu görebiliriz. Topla daha iyi olan, futbolda daha iyi olan demek değildir. Daha iyi çalım atan, daha çok top sektiren, daha havalı hareketler yapan oyuncular, daha iyi oyuncular değildir.
Futbolda iyi olan takım, bireysel kalitesi birbirine yakın oyunculardan kurulmuş, yani dengeli, çok koşan, top rakipteyken topun arkasında geçip alan daraltan, topu kazandığında hızlı çıkan ve oyunu yayan, topun yönünü değiştirebilen, şut, yan top, ikiye bir gibi aksiyonları iyi yapan takımdır.
Küçük yaşlarından itibaren çalım attığında alkışlanan, çalım at(a)mayanların kazma olarak nitelendiğini gören genç oyuncularımız için ACİL kodlu sorun, bu zihinsel devrimi yapmaktır. İyi oyuncu, daima yaptığı hareketin karşılığında bir kazanım elde etmek, yani verimli oynamak ister. Bir başka yazı konusu, ama satır arasında belirtmeliyim ki, iyi eğitim, özellikle de matematik bilgisi bu konuda çok faydalı ve gereklidir.
Konuyu dağıtmadan, verimli oynamayı açıklayayım. Mümkün olan en az kaynağı kullanarak, mümkün olan en yüksek faydayı elde etmek verimdir. Yani örneğin, koşmadan topu kazanabiliyorsam, koşarak kazanmaya çalışmam verimsizliktir.
Şimdi futbola ilgi duyan herkesin bildiği o cümleye sıra geldi. Hiç kimse toptan daha hızlı koşamaz. O halde topu ilerideki oyuncuya göndermek, topla oraya gitmekten daha verimlidir. Daha kısa sürede gerçekleşir ve daha az yoruluruz. Benzer şekilde; çalım atmak janjanlı, ama yavaştır. Çalım atarak bir oyuncuyu geçmek yerine, bir başka oyuncu ile ver-kaç yaparak aynı oyuncuyu geçmek çok daha kolay ve çabuk gerçekleşir. Üstelik hareketin sonunda, dengemiz bozulmuş şekilde çıkmak yerine, koşu halinde ve dengeli şekilde çıkarız ki, bu da verimli oyun, ya da başka bir deyişle modern futboldur.
Futbolseverlerin, ama daha önemlisi futbolcularımızın, futbolda iyi olmanın ne demek olduğunu anlamaları futbolumuzun geleceği için çok önemlidir. Artık iyi olmak, çalım atmak değil, en iyi kombinasyonlarla hızlı ve basit oynamaktır. O yüzden de eski tanımla "iyi" olanlar değil, çekirdek Avrupa'da oynanan futboldaki gibi "iyi" olanlar futbolun mutlak galipleridir.
Yanlış anlaşma olmaması için belirtmeliyim ki, çalım atabiliyor olmak kötü ya da yanlış değildir. Ama oyun anlayışı bu olmamalıdır. Öyle bir an gelir ki, attığınız çalım maçı çevirir. Ancak bunun olması için o çalımı attığınız anda, ayağınızdaki topu ikinci çalım için değil, etkili oyun için pas ya da şut olarak kullanmanız gerekir. Bazen ikinci, üçüncü çalımı da atmanız gerekebilir. Ama tekrar tekrar vurguladığım gibi, oyun anlayışı çalım üzerine değil, süratle rakip kaleye yönelmek ve topu kendi kalemizden uzaklaştırmak üzerine kurulu olmalıdır.
Konjonktürel etkiler lehimize gelişirken, genç futbolcularımızın bu fırsatları iyi değerlendirmeleri ve dünya çapında oyuncular olmalarını dilerim.
1969 İstanbul Doğumlu,İstanbul Erkek Lisesi, İTÜ Mimarlık Fakültesi ve İÜ İşletme İktisadı Enstitüsü mezunu,
TFF Lisanslı Futbol Menajeri.
Çeşitli şirketlerde yönetici olarak görev alıyor ve spor yöneticiliği yapıyor. Özellikle futbol altyapıları ile genç sporcu ve sporcu adaylarına yönelik ürün ve hizmetler alanında çalışmalar yürütüyor.
info@senihozkiper.com
senihozkiper.com
Bu konuda en doğru ve güvenilir kaynak olan federasyonun atamış olduğu resmi temsilcilerden bilgi alma konusunda tereddüt etmeyin. Benim Tavsiyelerim ise şöyle;
Spor doğru nefes alıp vermek çok önemli bir konudur. Hatta sporcu için konsantrasyon ve performans kazanımlarının en önemli etken faktörüdür.
Altyapı denildiğinde Barcelona'nın La Masia'sı hakkında övgü cümleleri kurmak adettendir. Peki Barcelona altyapısı gerçekten harika mı?
Metin Oktay