spora erken yaşlarda başlamanın önemi herkes tarafından biliniyor. Peki acaba çocuklar bu yüzden baskı altında kalıyorlar mı?
Genel kanı büyüme ile çocukların beyninin geliştiği yönündedir. Oysa ki bir bebek doğduğunda bir yetişkinin sahip olduğu beyin hücresi sayısının önemli bir kısmına sahiptir. Aradaki fark, nöron bağlarının oluşmamış olmasıdır.
İnsan beyni Amerikancası ile survive, yani hayatta kalma mücadelesi içindedir. Bunun için de, daima en az enerjiyi tükettiği, risklerin en az olduğu durumu yaratmaya çalışır. Başarı yolunda aşılması gereken mental bariyerler de bu ilkel benlik nedeni iledir.
Nöronlara dönersek, beyin ihtiyacı olmayan nöron bağlarını oluşturmayarak ya da var olanları yok ederek enerji sarfiyatını düşürür.
Peki ihtiyaç neye göre belirleniyor derseniz, cevabı SİZE GÖRE olacaktır. Yani neyi yaparsanız, beyniniz onu yapabilecek sistemi oluşturacak ve ayakta tutacak, kullanmadığınız işlevler ile ilgili bağları da oluşturmayacak veya varsa yok edecektir.
Bu yüzden küçük yaşta topa vurmaya başlayan çocukta bu motor hareketlerini geliştirecek nöron bağları oluşacaktır.
Elbette bahsedilen bu nöron bağlarının oluşması bir süreçtir, yani zaman gerektirir. Çocukların yaşlarına göre motor kapasiteleri, düşünsel kapasiteleri bu portalda başka yazılarda geniş olarak ele alınmaktadır.
Bu uzun girişten sonra yazının cevap aradığı konuya gelsek iyi olacak. Sorunun cevabı şudur; Ne çocuk, ne sporcu, Çocuk Sporcu.
Bir çocuğu, özellikle yarışmacı sporun başladığı 12-13 yaşlarına kadar olabildiğince farklı spor dalında eğitmek gereklidir. Babanın ya da annenin sevdiği spor, çocuğun başarılı olacağı spor olmayabilir, hatta çoğu kez değildir.
Çocuklara spor eğitimi verilirken, tamamen teknik ve mental gelişim odaklı olunmalı, asla rekabetçi, hileci, agresif, aşağılayıcı ve hatta kıyaslamacı tutumlar içinde olunmalıdır.
Çocuklara spor eğlenceli şekilde öğretilmeli, özellikle küçük yaşlarda oyun gibi çalışmalar yapılmalıdır. Çocuğun mental iniş çıkışları doğal karşılanmalı ve asla eleştiri konusu yapılmamalı, pozitif yaklaşılarak daima destek verilmelidir.
Sporda ilerleyen bir kişi, doğal olarak performans sporuna geçiş yapmak isteyecektir. Bunun için de iyi bir temel eğitim almış olmalıdır. Dolayısı ile oyun oynuyoruz derken, sportif performans da göz ardı edilmemelidir. Bu birey, çocuk olduğu için onu başkaları ile kıyaslayarak değersiz hissettirmemeliyiz, ama sporcu olduğu için de kendi performansı ile kıyaslamalı ve daima gelişim yolunda olmasını sağlamalıyız. Örneğin, bir çocuğun topu 10 kere sektirebiliyor olması başka bir çocuk için baskı oluşturmamalı, ama kendisi 15 gün önce 3 kere sektirebiliyorken, şimdi 4-5 yapamıyorsa bu yönde teşvik edilmeli ve biraz zorlanmalıdır.
Altyapı ve spor eğitimi ile uğraşanların ve ebeyenlerin kesin olarak kabul etmesi gereken şey, bir konuda karar vermek için çocuk mu, sporcu mu sorusu gündeme geldiğinde DAİMA önceliğin ÇOCUK olmak yönünde olduğudur. Bir bireyin, iyi bir çocukluk yaşaması için sporculuğu feda edilebilir, ama sporcu olması için çocukluğu asla feda edilmemelidir.
1969 İstanbul Doğumlu,İstanbul Erkek Lisesi, İTÜ Mimarlık Fakültesi ve İÜ İşletme İktisadı Enstitüsü mezunu,
TFF Lisanslı Futbol Menajeri.
Çeşitli şirketlerde yönetici olarak görev alıyor ve spor yöneticiliği yapıyor. Özellikle futbol altyapıları ile genç sporcu ve sporcu adaylarına yönelik ürün ve hizmetler alanında çalışmalar yürütüyor.
info@senihozkiper.com
senihozkiper.com
Futbolda altyapıların ne kadar önemli olduğunu Avrupa'daki futbol kulüplerini inceleyerek anlayabiliriz. Son yıllara baktığımızda çok büyük bir sabırla uygulanan altyapı politikası, özellikle Almanlar'ın futbolda büyük bir devrim yaptığı gerçeğine bizi götürmektedir.
Yaz aylarında dışarıda spor yaparken güneş ışınlarına doğrudan maruz kalırız. Güneş ışınlarına uzun süre maruz kalındığında cilt lekelenmeleri ve yaşlanma etkileri ortaya çıkar.
Altyapı denildiğinde Barcelona'nın La Masia'sı hakkında övgü cümleleri kurmak adettendir. Peki Barcelona altyapısı gerçekten harika mı?
Jason Richardson