Yüzme Sporu, yer yüzünün en eski sporlarından biri olarak kabul edilir. Yer çekimsiz bir ortamda su direncine karşı yapıldığı için diğer spor dallarından çok farklıdır.
Kısace yüzmeyi, su yüzeyinde ve su altında hareket etmeyi ve bir yöne ilerlemeyi sağlayan hareketler bütünü olarak tanımlayabiliriz. Su içerisinde yapılan bir spor olduğu için yüksek fiziksel dayanıklılık gerektirir. Su yüzeyinde durabilmek ve hareket edebilmek için yapılan tüm hareketler yüzme olarak kabul edilir.
4 farklı yüzme stili vardır.
En hızlı yüzülen stildir. Sağ ve sol kol başın üzerinden çıkarılarak öne doğru uzatılır ve su çekilir. Ayaklar ise yukarı ve aşağı sırayla inip çıkar. Bu iki işlem yapılırken nefes almaya dikkat edilmelidir.
Sırtüstü konumda yüzülen stildir. Kol ve bacak pozisyonları serbest stilin tersi şeklindedir. Baş su üzerinde olduğu için nefes alımı rahat yapılır.
Bu stil, yüzücünün ayaklarının ve ellerinin daireler çizerek ilerlediği bir yüzme stilidir. Kurbağaların yüzüş tekniğini taklit eder. Yani serbest ve sırtüstü yüzmenin tersine, bacaklar ve kollar yanlara açılır ve toplanır.
Uygulanması en zor stil olarak bilinir. Su üzerine çıkılarak ve su altına girilerek yüzülen bir stil olduğu için kol bel ve bacak hareketlerinin uyumunun çok iyi olması gerekir.
Milattan Önceki yıllardan kalan kalıntılarda bir çok uygarlığın yüzme ile tanıştığı anlaşılıyor. Eski Roma ve Yunan uygarlıklarında yüzme, askeri bir eğitim olarak kullanılmış, Japon İmparatoru okullarda zorunlu ders olması için ferman çıkartmıştır.
Yüzme yarışlarının temelini oluşturan yüzme havuzu ise ilk olarak 1828 yılında İngiltere'de yapılır. Örgütlü bir spor halini 1882'de alır. 1908 yılında Dünya Yüzme Federasyonu FINA (Fédération Internationale de Natation) kurulur ve resmi müsabakalar düzenlenmeye başlar.
Ülkemizde ise Osmanlı donanmasındaki askerlerin iyi yüzücüler oldukları bilinir. Sahil kentlerinde kurulan deniz hamamları ile yüzme yaygınlaşmaya başlamıştır. Ve 1937 yılında ilk yüzme yarışları Moda'da yapılır. Fenerbahçe, yüzme sporuna yer veren ilk kulüp olmuştur. Ve ilk olarak Büyükdere yüzme havuzu (25x50m) 1931 yılında açılır. 1943'te ise Yüzme İhtisas Kulübüyle yüzme sporu resmen başlamış olur.
Yerel yarışlar ve üniversite yarışları dışında yapılan organizasyonlar şunlardır:
Avrupa'da ve ülkemizde yaş kategorilerinde yüzme yarışmaları spor kulüpleri seviyesinde yapılmaktadır. Avrupa yüzme şampiyonası, olimpiyatlar dışındaki sporcuların çıktıkları en önemli organizasyondur. Kendi ülkelerinde derece yapan yüzücüler Olimpiyat elemelerine katılmaya hak kazanırlar. Amerika'da ise üniversiteler yüzme branşına çok önem verip, başarılı yüzücülere önemli burs imkanı tanımaktadır. Üniversite oyunlarına ciddi katılım sağlanmaktadır. Dolayısıyla bu durum milli takımların başarısına etki etmektedir.
Modern anlamda ilk olimpiyat olan 1896 yaz olimpiyatlarından itibaren tüm olimpiyatlarda yer bulan sporlardan biri de yüzmedir. Olimpiyat oyunları müsabakaların zirvesi sayıldığı için bu alanda kazanılan başarılar, kırılan rekorlar, dünya spor tarihinin en önemli dereceleri sayılmaktadır.
Erkeklerde Mark Spitz, Michael Phelps, Ian Thorpe, Aleksandr Popov, kadınlarda ise Kristin Otto, Deborah Elizabeth Meyer, Krisztina Egerszegi dünya yüzme tarihine damga vuran yüzücülerdir. Bir olimpiyatta yüzme dalında en çok madalya kazanan isim ise Michael Phelps'tir.
*** Serbest stilde 800m yarışı sadece kadınlar, 1500m yarışı ise sadece erkekler arasında yapılır. Diğer tüm branşlar kadınlar ve erkekler için geçerlidir.
Bebekler anne karnında sıvı bir ortamda büyür ve gelişirler. Bebekler yaşamlarının ilk aylarında yüzmeye değil sadece su yüzeyinde kalabilmeye karşı meyillidirler.
Kara ortamına adapte olduktan sonra bu yeti kaybolur ve her çocuk suya aynı uzaklıkta yaşamaya başlar. Fakat anne babanın teşvikiyle, çocuklar 3 yaşında yüzmeye başlatılabilir. Bu başlangıç çocuğun sadece suya alışması ve adaptasyonu için olmalıdır. Çünkü çocuklar 5 yaşından sonra ancak kısa bir mesafeyi yüzebilirler. Ve 6 yaşından sonra teknik anlamda yüzme evresine başlayabilirler. Bu da demek oluyor ki, çocuklar 10 yaşına kadar müsabık olarak yetiştirilmemelidirler. Bu bağlamda (aslında insani bir ihtiyaç da olduğundan) yüzme öğretmekle, yarışmacı yüzücü yetiştirmek arasında büyük farklar vardır. Her yaştan kişiye yüzme eğitimi verilebilir, ancak her yüzme eğitimi alan kişi yarışmacı yüzücü olamaz.
Bu ayrımı yaparken, yani yarışmacı yüzme sporcusunu seçerken, çocuğun suyu sevmesi, sudan korkmaması, verilen egzersizleri istekle yapması ve sürekli yarışmacı bir karakterde olması dikkat edilecek unsurlar olmalıdır. Yüzme, bireysel bir spor olduğu için yenme yenilme, geçme geçilme olgularının yoğun yaşandığı bir daldır. Bu yüzden özgüveni yüksek çocukların öne çıktığı görülmektedir.
Bu özelliklere yakın bir yüzücü adayı iseniz ülkenizde bulunan spor kulüplerinin bünyesine girerek lisanslı bir yüzücü olabilirsiniz. Fenerbahçe, Galatasaray, Enka Spor Kulüpleri, yüzme sporunda ülkemizde önde gelen kulüplerdir. Bir takım adına yüzmeye başlarsınız ve yerel yarışlardan olimpiyatlara uzanan bir kariyere başlamış olursunuz.
ANCAK;
Daha becerikli, daha yatkın bir futbolcu olabilmek için ipuçları derledik. Akademimizdeki konuşmalarımızdan derlediğimiz bu ipuçlarından maksimum fayda sağlayabilir ve futbolunuzu daha şık,kendinizi daha futbola elverişli hale getirebilirsiniz.
Çeşitli egzersizler, tekrarlayan hareketler ve oturuş pozisyonları sebebiyle vücudumuzun çeşitli bölgelerinde çeşitli kaslarının üzerinde ağrılar gözlenir.
Altyapı denildiğinde Barcelona'nın La Masia'sı hakkında övgü cümleleri kurmak adettendir. Peki Barcelona altyapısı gerçekten harika mı?
Pep Guardiola