Bireysel yapılan bir spordur. Bir sporcunun YÜZME, BİSİKLET VE KOŞU olmak üzere 3 spor dalını sırasıyla yaptığı branşın adıdır.
Sırasıyla sporcu ardı ardına bu üç dalı yapmak zorundadır. Ana prensip, sporcu bitirdiği branştan hemen sonra giyinme alanına gider, yapacağı ikinci dalın kıyafetlerini giyer ve yarışmaya diğer branşla devam eder şeklindedir. Bu spor dalı yüksek dayanıklılık gerektiren bir daldır. Böyle olmasına rağmen muhtelif yaş gruplarının yapabileceği bir spor dalı özelliği de taşımaktadır.
Olimpik tarzda rekor denemelerinin yapılmadığı, hava ve zemin koşullarına göre derecelerin değişebildiği bir spor olması, bu spora olan ilgiyi hayli artırmaktadır. Bu sporda dereceler kıyaslama usulüne göre tutulmaktadır. En iyi derece; bir önceki sene, aynı yer veya aynı parkurda yapılan yarışların tekrarında alınan derecelerin birbiriyle kıyaslanması sonucu tutulan zaman toplamına göre bulunan derece yeni yarış derecesi sonucu olarak tescil edilmektedir.
İşte bu sebeple yüksek dayanıklılık ve performans gerektirmektedir. Antrenmanlar bu yönde yapılmaktadır Triatlon sporu aslında felsefik bir spordur. Azimle prensipli bir şekilde çalışarak bu sporun gereklerini yerine tam anlamıyla getiren her sporcu rakibini er zaman geçer. Mutlak birincilik, ikincilik, üçüncülük diye bir kavram uzun süreli olarak yoktur. Sadece kararlı ve istikrarlı çalışan triatlet kavramı vardır. 10, 20, 25 yıl bıkmadan usanmadan bu sporu yapan gerçek triatlet anlayışı oturmuştur. Bu sporun gerçek şampiyonları işte bu sporculardır. Triatlon sporundaki felsefik anlayış budur.
Özetle triatlon ufak ufak çakıl taşlarını sabırla bir araya getirerek yıkılmayan bir piramit yapmak demektir diye adlandırılmaktadır. Kadınlar ve erkelerde olmak üzere iki kategoride yarışlar yapılmaktadır.
1977 yılında Jhon Collins ABD Deniz Kuvvetlerinde subay olarak görev yapmaktaydı. O tarihlerde Hawai Adalarının en büyüğü olan Honolulu’da üç farklı ve birbirinden o kadar da zor olan yarışmalar organize edilmekteydi. Honolulu Plajı boyunca yapılan 3.800 m'lik yüzme maratonu, Ada etrafında düzenlenen 180 km'lik bisiklet yarışı ve 42.195 m'lik Maraton yarışları organizasyonu idi.
John Collins arkadaşları ile bu yarışları konuşurken birden aklına bu yarışların üçünün bir arada yapılabileceği bir spor organizasyonu fikri gelir. Bu fikri arkadaşlarına anlatır. İşte ilk Triatlon yarışları spor branşı olarak bu fikirden doğar ve IRONMAN (demir adam) adını verdikleri yarışmanın ilk startı 15 sporcunun katılımıyla başlamış olur. Yarışmayı seyreden herkes bu 15 sporcunun yarışmayı bitirip bitiremeyeceğini merak eder seyrederler. Sonunda 11 saat 46 dakika sonra finiş çizgisine ilk yarışmacı ulaşır. Yarışı bitiren ilk IRONMAN Gordon Haller adlı kişi tarihe geçer. Yarışma bittiğinde ise 12 sporcu yarışmayı bitirmiştir. Bu organizasyon kazasız belasız olarak başarılır. Ertesi sene tekrarı yapılan Triatlon yarışmaları sporcuların katılım sayılarının yüksek oluşu, seyircilerin büyük ilgisi nedeniyle, televizyonların ve birçok sponsorun dikkatini de çeker. Böylece tüm dünyada milyonlarca lisanslı sporcusu olan bir spor dalı olarak dev bir sektöre dönüşür.
Bu gün özellikle Avrupa kıtasında, futboldan sonra lisanslı sporcu sayısı olan ikinci spordur. Bireysel bir spor oluşu göze alındığında bu rakamların ne kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır.
Triatlon ilk olarak 2000 Sidney Olimpiyat Oyunlarında açılış sporu olarak yerini almıştır. Seyir zevki çok yüksek bir spordur. Olimpiyatların resmi spor dalıdır.
Triatlon üç farklı spor branşının zaman ayırımı olmaksızın ard arda yapıldığı spordur. Yeni bir spor dalıdır. Yeni bir spor dalı olarak yüksek performans ve dayanıklılık gerektirdiğinden en fazla atletizme benzetilir ancak atletizmden birçok farklılıklar gösterir. Bu fark yüzme ve bisiklet sporunu içinde bulundurması farkıdır. Atletizm sporu daima süreye dayalı yapılır, triatlonda ise yarışmalar zamana karşı yapılmaz. Bu spor çıkıştan itibaren ara vermeden üç sporun arka arkaya yapılarak bitirilmesi esasına dayanır olmasıdır. Ana kurallar bunlardır.
Triatlon’un olimpiyatlarda kabul görmesi üç branşladır. Bunlar sırasıyla yüzme, bisiklet ve koşudur. Triatlon yapılan yerin fiziksel özelliklerine göre değişiklikler gösterebilir. Örneğin ralf sporunun yapıldığı yerlerde yüzme yerine ralf konabilir veya kış sporlarının yapıldığı bir yerde yol bisikleti yerine mukavemet kayağı konulabilmektedir.
YÜZME: Sporcular yarışmanın ilk ayağı olan yüzme ile yarışmaya başlarlar. Erkek ve kadın sporcuların yarışmaya başlama startları ayrı ayrı verilir. Yüzme yarışı denizde yapılabileceği gibi, göllerde, barajlarda, debisi az nehirlerde veya kanallarda yapılabilir. Yarışma için seçilen yarış parkurlarının çıkış alanı mümkün olduğu kadar geniş olmalı, sporcular zorlanmadan ve takılmadan rahatça çıkış yapabilmelidir. Avrupa’da sadece triatlon için dizayn edilmiş yüzme alanları ve tesisleri vardır.
Yarışmacı tüm yarışçılar, yarışmayı organize eden kuruluşun vereceği boneleri giymek zorundadırlar. Her yarışmacı kollarından veya bacaklarından birisine yarışma numarasını yazmak zorundadır. Tüm yarışmacılar istedikleri şekilde yüzebilir, çıkış noktasından çıkışlarını yürüyerek veya koşarak istedikleri şekilde yapabilirler. Yüzme sırasında yarışmacı sporcular sadece mayo giymek zorundadırlar. Bunun dışında vücutlarının herhangi bir yerinde yarışma sırasında kendilerine avantaj sağlayacak herhangi bir maddeyi bulunduramazlar. Ancak organizasyon komitesinin su sıcaklığının belirlediği sıcaklığın altına düşmesi durumunda sporcular, Wetsuit denilen sporcuyu soğuktan koruyan giysiyi giymeleri serbesttir.
Yarışmacılar yüzme yarışını bitirdikten sonra bisiklet alanına giderler.
Yüzme yarışını bitiren sporcular bisiklet alanına gelerek, kıyafetlerini değiştirip bisiklet yarışı için kıyafetlerini giyerler. Bu etap için gerekli olan tüm malzemeyi alarak hazırlıklarını mümkün olan en az zamanda tamamlarlar. Yarışmacılar yarışmacı güvenliği açısından bisiklet kaskı takmak zorundadırlar. Organizasyon komitesi tarafından verilen yarışmacı numaralarını sırtlarında rahatça görülebilecek şekilde takmak zorundadırlar. Sporcular yarışma öncesinde belirlenen bölgeye gelerek bisikletlerini kendilerine ayrılan yere koyarlar. Kasklarını takarlar, ayakkabılarını giyerler ve bisikletlerini alarak değişim bölgesinden çıkarlar. Yarışmacılar değişim bölgesinden çıkana kadar bisikletlerine binemezler. Değişim bölgesine yarışmacılardan ve görevli insanlardan (hakemler) başkası bulunamaz. Atletler önceden belirlenmiş yarışma parkurunu hiçbir yardım almadan tamamlamak zorundadırlar.
Bir yarışmacı, önündeki diğer yarışmacıyı en az 10 m mesafeden takip edebilir. Bunun sebebi arkadaki sporcunun, önünde seyreden yarışmacının rüzgar çekiminden istifade ederek haksız rekabet oluşmasını önlemektir. Bu kuralı ihlal eden sporcu varsa motorlu hakemler tarafından "ya rakibini geç, ya da 10 m mesafede kal" diye ikaz edilirler. Yarışmacı aynı durumu tekrarlarsa motorlu hakemler tarafından durdurulur ve kendisine kenarda bir dakika bekleme cezası verilir.
Yarışma parkuru önceden belirlenmiş cadde veya yollarda veya bu iş için uygun patikalarda yapılabilir. Bisiklet etabını tamamlayan triatletler, değişim bölgesine gelerek bisikletlerini ilk aldıkları yere koyarlar. Buradan koşu ayakkabılarını alan yarışmacılar değişim bölgesini terk ederler. Tüm etaplarda harcanan değişim süresi tüm yarışlar süresine dahildir. Triatletler yarışmacı numaralarını yarışma boyunca göğüslerinin rahatça görülen yerine takmak zorundadırlar.
Yarışma boyunca yarışmacı sporculara dışarıdan kesinlikle herhangi bir yardım yapılamaz. Ancak resmi serinleme istasyonlarından su ve yiyecek alabilirler. Varış hattı belirgin bir şekilde hazırlanır. Yarışmacılar varış çizgisine ulaştıklarında yarışma sona erer. Koşu parkurunun her sporcu tarafından bitirilmesi demek triatlonun da bitişi demektir. Yarış tamamlandıktan sonra üç etabın bitiriliş zamanları toplamı alınarak birinci olan sporcu belirlenir. Sıralama bu esasa göre yapılır.
YÜZME: Sprint Kısa: 750m, Bisiklet: 20 km, Koşu: 5 km
OLİMPİK: Yüzme: 1.500 m, Bisiklet: 40 km, Koşu: 10 km
IRONMAN MESAFELERİ: Yüzme: 3.800m, Bisiklet: 180 km, Koşu: 42.195m (Maraton)
DUATLON MESAFESİ: Sprint duatlon: Yüzme: 5 km, Bisiklet 10 km, Koşu: 2,5 km
Standart Duatlon: Yüzme: 10 km, Bisiklet 40 km, Koşu: 5 km
Çocukların yaşamında futbol, önceleri peşinden koşulan top, sonrasında beceri gösterisi ve nihayet yaşam biçimi olarak yer alır. Yaş ilerledikçe çocuğun yapabilecekleri de artmaktadır.
Aslına bakarsanız hepimiz küçük veya büyük yaralanmalar sonucunda eklem açıklığımızı veya hareket kabiliyetimizi belirli oranlarda kaybedebiliyoruz.
Altyapı denildiğinde Barcelona'nın La Masia'sı hakkında övgü cümleleri kurmak adettendir. Peki Barcelona altyapısı gerçekten harika mı?
Wagner Love